En sevdiğim holiday yeni yıl. Bayram desem olmaz, özel gün desem olmaz (zira mensturasyon çağrışımı var), remi tatil desem hiç olmaz.
Belki ateist olmamdan kaynaklanıyor bu olay. Gerçi hiç en sevdiği bayramın ramazan olduğunu diyen birisi duymadım. Ya da regaip kandili.
Görüldüğü üzere, yeni yıla laf salatası yaparak giriyorum. Daha önce Modus operandi diye bir yazı yazmıştım blog yazarken ki haleti ruhiyyemle ilgili. Geçen hafta yine baktım nedir ne değildir erkek moda blogu diye, sanırım zamanların çok gerisindeyim.
Tam olarak sevdiğim şey aslında, iyi fikirler (bkz: pinterest) iyi kombinler (bkz: pinterest) ve de zevkime uygun bir katalog görünümü (bkz: zara).
Öyle görünüyor ki güncel anlamda moda blogu gereksiz ve afaki. Sanırım hepimiz hatırlıyoruz, moda blogcularının şiddetle revelant olduğu zamanı. Modada editörlerin gücünün olduğu (1980'ler ve Anna Wintour'un Vogue çıkartması), süper modellerin gücünün olduğu (90'lar ve Cindy, Heidi, Naomi ve diğer kankiler) ve de blog'ların süper güç olduğu dönem (2000'ler ve maalesef bitti) geçmiş bulunmakta.
Bir kere, erkek moda blogu yazınca bile google şarırıyor ve alakasız sayfalar açıyor (elbette benimkini açmıyor, ama "erkek moda bloggerları ile röportaj" misal, blog sayfalarından daha önce çıkabiliyor). Ekşi sözlükte bahsedilen blogların en yenii 2012 yılından girdiler içeriyor.
Daha da önemlisi sanırım, yeni nesil bloggerlar artık instagramı primer, diğer medyayı (facebook ve blog) sekonder kullanma eğiliminde. İnstagram ise, çok spesifik bir kitleye reklam sağlaması açısından reklam verenlerin niş tüketime yönelik bu blogger'larla anlaşmasına imkan sağlıyor.*
(*: Basit şeyleri zorlaştırarak yazmam, Türkçe'min kıt olmasından kaynaklanıyor, cidden birtakım kelimeleri bildiğim için cümle içinde kullanmaya çalışmıyorum. )
C&A ile yeni yıla girmek bir moda blogunda değil, olsa olsa sefiller gibi bir dönem dramasında yer alması geren bir konsept. Ha keza, h&m ile kopenhag'a gitmek fantastik gelse bile bu markalar "moda" değil. Yani "Moda" değil. Hayatımızda biraz daha fabulous'a ihtiyacımız var.
Ama, gençler, bu kadar aşina sponsorluklara tamah ediyorlar maalesef.
Zaten moda editöryalliği reklam ve eş dost kayırma ile hep yakından alakalıydı, ama bu hem integrite'nin azalması, hem de estetikten taviz vermek anlamına geliyor.
Burada bir çok ürüne link veriyor olmam, (maalsef) herhangi birinden para kazandığım anlamına gelmiyor. Teklif eden olmadığı gibi böyle bir şey olması durumda açıkça belirtmeyi ve tercihen reddetmeyi söz veriyorum. Adsense dahil, bir gelir kazanmaya çalışmıyorum ve dünyayı her seferinde bir kayıt ile biraz daha sanal data çöplüğü haline getiriyorum.
Teşekkürler.